41,3578$% 0,39
49,0338€% 0,59
56,4327£% 0,39
4.886,81%-0,11
8.125,00%-0,12
32.400,00%-0,11
3.677,76%-0,33
11.182,96%1,66
4819855฿%1.27886
O, bir zamanlar matematiğin karmaşık labirentlerinde kaybolan insanlığa yeni bir kapı aralayan, sayıların dünyasını sonsuzluğa doğru genişleten bir dehaydı. Parçaların, bütünün birer yansıması olduğunu gösteren, virgülün ardındaki o gizemli dünyayı ilk kez anlaşılır kılan bir vizyoner: Gıyaseddin Cemşid.
Bugün, modern matematiğin temel taşlarından biri olan ondalık kesirlerin babası olarak bilinen bu büyük alimin izini süreceğiz. Semerkand’ın görkemli rasathanesinden, onun bilimsel devrimine, astronomiden cebire uzanan olağanüstü mirasına kadar her şeyi hikayeleştirerek ve bilimsel verilerle destekleyerek anlatacağız. Sonsuzluğun virajında bir dehanın yolculuğuna çıkmaya hazır mısınız?
Tam adıyla Gıyaseddin Cemşid bin Mesud el-Kaşi, 15. yüzyılın başlarında, bugünkü Kaşan şehrinde dünyaya geldi. O dönemde, Orta Asya, Timur İmparatorluğu’nun hükümranlığı altında bilim ve kültürün en parlak merkezlerinden biriydi. Cemşid, matematik, astronomi ve felsefe alanlarında derinlemesine eğitim aldı (Kennedy, 1960, s. 165).
Dehası ve bilgisiyle kısa sürede dikkat çeken Cemşid, Timur İmparatorluğu’nun büyük hükümdarı ve aynı zamanda ünlü bir astronom olan Uluğ Bey’in himayesine girdi. Uluğ Bey, Semerkand’da dünyanın en gelişmiş gözlemevlerinden birini (Rasathane-i Semerkand) kurdu ve Cemşid’i buranın başına getirdi. Bu rasathane, Cemşid’in astronomik gözlemler yapmasını ve matematiksel hesaplamalarını geliştirmesini sağlayan ideal bir ortam sundu. Bu sebep-sonuç ilişkisi, onun bilimsel kariyerinin zirveye çıkmasını sağladı.
Cemşid, sadece Uluğ Bey’in gözde alimi olmakla kalmadı, aynı zamanda bilimsel eleştirileriyle de öne çıktı. Kendisinden önceki Yunan, Arap ve Pers alimlerinin eserlerini inceledi, hataları ve eksiklikleri tespit etti. Bu eleştirel yaklaşım, onun kendi özgün buluşlarını yapmasının kapısını araladı.
Gıyaseddin Cemşid’in matematiğe yaptığı en büyük ve en kalıcı katkı, ondalık kesirlerin kullanımı ve yaygınlaştırılması oldu. Ondalık kesirler, tam sayıların küçük parçalarını ifade etmek için kullanılan, günümüzdeki virgüllü sayı sisteminin temelini oluşturur.
Cemşid’in bu buluşu, Batı’da Simon Stevin tarafından 16. yüzyılda yeniden keşfedilmeden yaklaşık 200 yıl önce gerçekleşti. Cemşid’in bu katkısı, sadece teorik bir yenilik değil, aynı zamanda pratik bir araçtı ve özellikle astronomik gözlemlerin sonuçlarını kaydetmek ve hesaplamak için kritik bir rol oynadı.
Gıyaseddin Cemşid’in dehası, sadece ondalık kesirlerle sınırlı değildi. O, astronomi alanında da olağanüstü bir başarı gösterdi. Semerkand Rasathanesi’nde yaptığı gözlemler ve geliştirdiği hesaplama yöntemleri, kendisinden önceki tüm çalışmaları geride bıraktı.
Bu sebep-sonuç ilişkisi, ondalık kesirler gibi matematiksel araçların, Cemşid’in astronomik gözlemlerden elde ettiği verileri işlemek ve bu kadar hassas sonuçlara ulaşmak için ne kadar hayati olduğunu gösterir.
Gıyaseddin Cemşid’in eserleri, yazıldığı dönemde geniş bir coğrafyaya yayıldı. “Hesap Anahtarı” ve diğer eserleri, Orta Asya’dan Orta Doğu’ya kadar pek çok medresede ders kitabı olarak okutuldu. Ancak, onun en önemli buluşlarından olan ondalık kesirler, Batı dünyasına doğrudan ve zamanında ulaşmadı.
Gıyaseddin Cemşid, ondalık kesirlerin basit ancak devrim niteliğindeki keşfiyle, matematiğin ve bilimin seyrini değiştirdi. O, sonsuz küçükleri ölçülebilir ve anlaşılır kılan, sayılara yeni bir boyut kazandıran bir dehaydı. Semerkand’ın görkemli rasathanesinde pi sayısını hesaplarken veya bir gezegenin hareketini incelerken, o, bilimin sınırlarını zorluyordu.
Cemşid’in mirası, bize bilimin evrensel olduğunu ve coğrafi sınırları aşabileceğini gösterir. O, bir matematikçi ve astronom olarak, bir sayının ardındaki sonsuzluğu gören, bir virgülün gücünü keşfeden bir alimdi. Onun adı, modern bilimin temellerini atan isimsiz kahramanlar arasında sonsuza dek anılacaktır.