41,7157$% 0,23
48,6280€% 0,43
55,8865£% 0,24
5.311,88%0,07
8.959,00%0,28
35.727,00%0,28
3.965,64%0,15
10.804,95%0,65
5192864฿%0.26749
ANKARA-BHA
Meteoroloji Genel Müdürlüğü verilerine göre, Ağustos ayında Türkiye’nin yarısından fazlası “çok şiddetli” veya “olağanüstü” kuraklık kategorisine girdi. Eylül verileri de kuraklığın etkisinin sürdüğünü gösteriyor. İç Anadolu’nun batı ve güney bölgelerinde toprak neminin düşmesi, buğday ve mısır gibi temel ürünlerin verimlerinde ciddi azalmaya yol açtı.
Prof. Dr. Ulukan, kuraklığın meteorolojik, tarımsal ve hidrolojik boyutları bulunduğunu belirterek, “Meteorolojik kuraklıkla başlayan süreç, birçok bölgede tarımsal kuraklığa dönüştü. Hatalı tarım uygulamaları ve yer altı sularının aşırı kullanımı, hidrolojik kuraklığı derinleştirdi” dedi.
Kuraklığın tarla ve bahçe bitkileri, sebze-meyve, baklagil ve buğdaygil yem bitkileri, çayır ve meralar, hatta ormanlık alanlarda kendini gösterdiğini vurgulayan Ulukan, verim kayıplarının yüzde 4 ila 65 arasında değiştiğini söyledi. En çok etkilenen ürünler arasında buğday, arpa, yulaf, ayçiçeği, pamuk, zeytin, şeker pancarı, domates, patates, soğan, limon, çilek, kiraz ve badem bulunuyor.
Su yönetiminin kritik önem taşıdığına dikkat çeken Ulukan, damla sulama, kapalı kanal sistemleri ve sulamanın serin saatlerde yapılmasının kuraklık riskini azaltacağını belirtti. Ayrıca yağmur suyu hasadı, mikro su yönetimi, malçlama, minimum toprak işleme, akıllı tarım teknolojileri ve toprak verimliliğini artırıcı uygulamaların benimsenmesi gerektiğini kaydetti.
Ulukan, çiftçilerin kuraklığa dayanıklı bitki türlerini tercih etmesinin önemli olduğunu, ancak sulama teknikleri, ürün deseni değişiklikleri ve sigorta sistemlerinin henüz yeterli olmadığını söyledi. Çiftçilerin kooperatifleşme ve periyodik eğitimlerle desteklenmesinin de tarımsal kuraklıkla mücadelede kritik rol oynayacağını vurguladı.