41,4664$% 0,24
48,6816€% 0,45
55,7931£% 0,26
4.976,35%-0,65
8.323,00%-0,86
33.191,00%-0,86
3.734,56%-0,77
11.366,93%0,31
4723939฿%1.72505
Yüzlerce yıldır süren bir dogmanın, yerleşik inancın tam karşısında duran bir soru… “Ya Dünya dönüyorsa?” Bu basit ama devrim niteliğindeki soruyu cesurca soran ve kendi gözlemleriyle ispatlamaya çalışan bir alim: Ebu Reyhan Muhammed bin Ahmed el-Biruni.
Bugün, bu büyük dehanın izini süreceğiz. Sadece gezegenlerin değil, aynı zamanda bilimsel düşüncenin de hareket ettiğini gösteren bu keşfin hikayesini anlatacağız. Biruni’nin hayatından, çağının bilimsel dogmalarına meydan okuyuşuna, astronomiden coğrafyaya uzanan olağanüstü mirasına kadar her şeyi hikayeleştirerek ve bilimsel verilerle destekleyerek anlatacağız. Dünyanın döndüğünü keşfeden adamın yolculuğuna çıkmaya hazır mısınız?
Ebu Reyhan el-Biruni, M.S. 973 yılında, bugünkü Özbekistan topraklarında yer alan Harizm şehrinde dünyaya geldi. Genç yaşından itibaren matematik, astronomi, coğrafya, tıp ve felsefe gibi pek çok alanda derin bir bilgi birikimi edindi. Zekası ve merakı sayesinde kısa sürede dönemin en saygın alimlerinden biri haline geldi (Kennedy, 1973, s. 180).
Biruni, hayatı boyunca bilim için seyahat etti. Harizm’deki bilim çevresinden, Samanilerin ve Gaznelilerin himayesine girdi. Özellikle Gazneli Sultan Mahmut’un sarayında, dönemin en parlak zihinlerinin bir araya geldiği bilim merkezlerinde çalıştı. Bu ortam, onun astronomi ve coğrafya alanındaki gözlemlerini geliştirmesini sağlayan ideal bir zemin sundu.
Biruni, sadece bir alim değil, aynı zamanda eleştirel bir düşünürdü. Kendisinden önceki tüm bilimsel eserleri, özellikle de Batlamyus’un jeosantrik (dünya merkezli) evren modelini sorguladı. Dogmatik inançlar yerine, doğrudan gözleme ve matematiksel hesaplamalara dayanan bir bilim anlayışını benimsedi. Bu sebep-sonuç ilişkisi, onu çağının bilimsel dogmalarına meydan okumaya itti.
Biruni, astronomi alanında yaptığı çalışmalar sırasında, Batlamyus’un modelindeki bazı tutarsızlıkları fark etti. Batlamyus sistemi, gezegenlerin hareketlerini açıklamak için karmaşık yörüngeler (deferent ve episikl) kullanıyordu. Biruni, bu karmaşık modelin yerine daha basit ve daha doğru bir açıklama arıyordu.
Bu sebep-sonuç ilişkisi, Biruni’nin sadece bir gözlemci değil, aynı zamanda bir teorisyen ve matematikçi olarak, çağının en zorlu sorularına yanıtlar aradığını gösterir.
Biruni’nin dehası, sadece dünyanın hareketini sorgulamakla sınırlı değildi. O, matematik, coğrafya, jeoloji ve tıp gibi pek çok alanda çığır açan çalışmalara imza attı.
Bu çok yönlü çalışmalar, Biruni’nin bilimde sadece bir dikeyde değil, pek çok alanda derinlemesine bilgi sahibi olduğunu ve bunlar arasında bağlantılar kurabildiğini gösterir. Bu sebep-sonuç ilişkisi, onun dehasının kapsamını ve önemini ortaya koyar.
Biruni’nin eserleri, yazıldığı dönemde geniş bir coğrafyaya yayıldı. Ancak, dünyanın döndüğü yönündeki radikal düşünceleri, o dönemin yerleşik inançları ve Batlamyus modelinin egemenliği nedeniyle yaygın kabul görmedi.
Biruni, dünyanın döndüğü yönündeki cesur iddiasıyla, bilimsel düşünceye yeni bir yön verdi. O, yerleşik dogmaları sorgulayan, gözlemi ve matematiği rehber edinen bir alimdi. Bir dağın zirvesinden ufku gözlemlerken veya bir mineralin özgül ağırlığını hesaplarken, o, bilimin sınırlarını zorluyordu.
Biruni’nin mirası, bize bilimin evrensel olduğunu ve coğrafi sınırları aşabileceğini gösterir. O, sadece bir alim değil, aynı zamanda çağının ötesine geçen, bir fikrin gücünü keşfeden bir filozoftu. Onun adı, modern bilimin temellerini atan isimsiz kahramanlar arasında sonsuza dek anılacaktır.