DOLAR

40,2607$% 0.13

EURO

46,7252% 0.08

STERLİN

53,9495£% 0.21

GRAM ALTIN

4.320,96%0,56

ÇEYREK ALTIN

7.017,00%0,27

TAM ALTIN

27.981,00%0,27

ONS

3.334,69%0,33

BİST100

10.219,40%-0,06

a

Tıp Tarihinin Dönüm Noktası: İbnü’n-Nefis ve Küçük Kan Dolaşımının Sırrı

Tıp tarihi, cesur adımlarla, yanlış bilinenleri yıkan dehalarla doludur. Yüzyıllarca, insan vücudunun işleyişi hakkında yanlış teoriler hüküm sürdü. Ta ki, İslam’ın Altın Çağı’nda yetişen bir alim, eline kalemi alıp, çağının en büyük otoritelerinden biri olan Galen’in teorilerine meydan okuyana kadar. Bugün, o alimin, İbnü’n-Nefis’in hikayesini anlatacağız.

Bu yazıda, tıp biliminde çığır açan bir keşfin, küçük kan dolaşımının sırrının nasıl aralandığını, İbnü’n-Nefis’in yaşamını, ilmi cesaretini ve bu devrim niteliğindeki teorinin neden Batı dünyasından yüzlerce yıl sonra keşfedildiğini hikayeleştirerek ve bilgi vererek ele alacağız. Kendinizi, bilginin, eleştirel düşüncenin ve keşfin aydınlattığı bir yolculuğa hazırlayın.

Bağdat’tan Kahire’ye Bir Bilim Yolcusu: İbnü’n-Nefis’in Hayatı

Tıp ve bilimin en parlak dönemlerinden biri olan 13. yüzyıl, ilim merkezlerinin yeni ufuklara yelken açtığı bir zamandı. 1213 yılında Şam’da dünyaya gelen Alaeddin Ebu’l-Hasan Ali bin Ebi’l-Hazm el-Kuraşi, daha çok İbnü’n-Nefis olarak tanınacaktı. O, sadece bir hekim değil, aynı zamanda fıkıh, hadis, dilbilim ve mantık gibi pek çok alanda da derin bilgiye sahip bir alimdi. Şam’daki ünlü El-Nuri Hastanesi’nde tıp eğitimini aldı ve dönemin en saygın alimlerinden dersler gördü (Meyerhof, 1935, s. 1004).

Genç yaşta Şam’ın en yetenekli hekimlerinden biri olarak ün kazandı ve bilgisi kısa sürede Kahire’deki Eyyubi sultanlarının dikkatini çekti. Bu davet üzerine Kahire’ye göç etti ve burada Nasırî ve Mansurî hastanelerinde başhekim olarak görev yaptı. Aynı zamanda Mansurî Medresesi’nde de dersler vererek, bilginin bir nesilden diğerine aktarılmasında kilit bir rol oynadı. İbnü’n-Nefis, bilgiyi sadece aktarmakla kalmayıp, onu sorgulayan ve eleştiren bir zihne sahipti. Bu eleştirel düşünce yapısı, onun tıp tarihinde bir devrim yaratmasının temel sebebiydi.

Galen’e Meydan Okuma: Yüzyıllık Yanlışın Keşfi

İbnü’n-Nefis’in yaşadığı döneme kadar, tıp dünyasının tartışılamaz otoritesi, Antik Yunan hekimi Galen’di. Galen’in kan dolaşımı teorisi, yaklaşık 1500 yıl boyunca kabul görmüş ve adeta bir dogma haline gelmişti. Bu teoriye göre, kan, kalbin sağ karıncığından sol karıncığa, kalbin iki tarafını ayıran kalın duvardaki (septum) görünmez deliklerden süzülerek geçiyordu (Pormann & Saha, 2012, s. 215). Bu teoriye göre, kalbin sağ karıncığında oluşan kan, sol tarafa geçerek ruhsal hava ile karışıyor ve bu süreç vücuttaki yaşamı sürdürüyordu. Bu teori, anatomi ve fizyoloji alanındaki tüm bilgilerin temelini oluşturuyordu.

Ancak İbnü’n-Nefis, Galen’in bu teorisini, sadece kitaplardan edindiği bilgilerle değil, aynı zamanda mantıksal çıkarımlarla ve muhtemelen hayvanlar üzerinde yaptığı diseksiyon gözlemleriyle sorgulamaya başladı. O, Galen’in en önemli eserlerinden biri olan Anatomi Üzerine adlı kitabın bir şerhini yazarken, bu noktalara değindi. İbnü’n-Nefis, kalbin iki karıncığı arasındaki duvarda herhangi bir delik olmadığını, bu duvarın geçişe izin vermeyecek kadar kalın ve sağlam olduğunu savundu (Iskandar, 1974, s. 251). Bu, Galen’in teorisini temelden çürüten cüretkar bir iddiaydı.

Küçük Kan Dolaşımının Sırrı: Keşfin Anlatımı

Galen’in teorisi yanlışsa, kan kalbin sağ tarafından sol tarafına nasıl geçiyordu? İşte İbnü’n-Nefis’in dehası bu sorunun cevabını bulmasında yatmaktadır. O, kanın kalbin sağ karıncığından akciğerlere gittiğini, burada hava ile karıştığını, temizlendiğini ve sol karıncığa döndüğünü öne sürdü. Bu, bugün “küçük kan dolaşımı” olarak bildiğimiz döngünün ilk ve doğru tanımıydı.

İbnü’n-Nefis, bu süreci detaylı bir şekilde şöyle açıklamıştı: “Kan, kalbin sağ karıncığından pulmoner arter (akciğer atardamarı) ile akciğerlere doğru hareket eder. Akciğerlerde, atardamarın küçük dallarındaki kan, akciğer toplardamarının küçük dalları ile birleşen kılcal damarlar aracılığıyla, temiz hava ile karışır. Daha sonra temizlenmiş kan, pulmoner ven (akciğer toplardamarı) ile kalbin sol karıncığına geri döner.” (Ağaoğlu, 2017, s. 114).

Bu açıklama, bugünkü modern tıp bilgisiyle tamamen örtüşmektedir. Kanın kalbin sağ tarafından akciğerlere giderek oksijenle zenginleşmesi ve kalbin sol tarafına geri dönmesi süreci, insan fizyolojisinin en temel işleyiş mekanizmalarından biridir. İbnü’n-Nefis, bu teorisini sadece bir tahmine dayandırmamıştı. Kalbin septumunun deliksiz olduğunu iddia etmesi, bu çıkarımını zorunlu kılmıştı. Bu sebep-sonuç ilişkisi, onun bilimsel metodolojisinin ne kadar güçlü olduğunu gösterir.

Tarihin Tozlu Sayfalarında Kaybolan Bir Keşif

Peki, bu kadar önemli bir keşif neden yüzlerce yıl boyunca göz ardı edildi? İbnü’n-Nefis, bu teorisini 1242 yılında yazdığı Şerhu Teşrihi’l-Kanun (Kanun’un Anatomisi Üzerine Şerh) adlı eserinde açıkça belirtmişti. Ancak 13. yüzyılda İslam dünyasında yazılan bu eserler, zaman içinde Batı’ya ulaşamadı ya da yeterince ilgi görmedi. Galen’in otoritesi o kadar güçlüydü ki, yeni ve çığır açan bu fikirlerin Batı’ya yayılması çok zordu (Temir, 2004, s. 8).

İbnü’n-Nefis’in eserleri, Orta Çağ’da İslam dünyasında okundu ve tartışıldı, ancak ne yazık ki, Avrupa’da William Harvey’in 1628 yılında büyük kan dolaşımını keşfettiği döneme kadar bu teoriye neredeyse hiç atıf yapılmadı. İbnü’n-Nefis’in el yazması eseri, 1924 yılında Mısır Milli Kütüphanesi’nde, tıp tarihçisi Max Meyerhof tarafından yeniden keşfedilene kadar adeta unutulmuştu. Bu keşif, tıp tarihi yazımını kökten değiştirdi ve İbnü’n-Nefis’in hak ettiği yeri almasını sağladı.

İbnü’n-Nefis’in Mirası: Bilimsel Metodoloji ve Etkisi

İbnü’n-Nefis’in mirası, sadece küçük kan dolaşımının keşfiyle sınırlı değil. O, aynı zamanda modern bilimin temelini oluşturan eleştirel düşünce, gözlem ve akıl yürütme metodolojisinin de öncülerinden biriydi. O, sadece Galen’in söylediklerini tekrarlamak yerine, onun teorilerini sorguladı ve mantıksal boşlukları buldu. Bu, bilimin ilerlemesi için atılması gereken en cesur adımlardan biriydi.

Bugün tıp öğrencileri, küçük kan dolaşımını öğrenirken genellikle William Harvey’in adını duyarlar. Ancak 20. yüzyıldaki bu keşif sayesinde, tıp tarihinin yeniden yazılması gerektiği ve aslında bu temel bilginin ilk kez bir İslam alimi tarafından, Batı’dan çok daha önce ortaya konulduğu ortaya çıktı. İbnü’n-Nefis’in keşfi, Batı’daki bilimsel Rönesans’tan çok önce, İslam medeniyetinin bilimsel düşünceye yaptığı katkının ne kadar derin ve etkili olduğunu gösteren somut bir kanıttır.

Sonuç

İbnü’n-Nefis, sadece kalbin odacıkları arasındaki sırrı çözen bir alim değil, aynı zamanda sorgulayan, eleştiren ve cesur adımlar atan bir bilim insanıydı. Onun keşfi, tıp tarihini yeniden şekillendirdi ve İslam medeniyetinin, bilginin ve aklın ışığında ne kadar ileri gidebildiğini gözler önüne serdi.

Tarihin tozlu sayfaları arasında kaybolan bu büyük keşif, bizlere bilimin sadece Batı’nın tekelinde olmadığını, farklı medeniyetlerin de insanlığın ortak bilgi mirasına paha biçilemez katkılar sunduğunu hatırlatır. İbnü’n-Nefis, adıyla birlikte, bilimde dogma yerine eleştirel düşünceyi koymanın ve bilginin peşinden gitmenin önemini bize bir kez daha hatırlatır.

Kaynakça

  • Ağaoğlu, A. (2017). İbnü’n-Nefis’in Küçük Kan Dolaşımı Keşfinin Tıp Tarihindeki Yeri ve Önemi. Turk J Med Sci, 47(1), 110-116.
  • Iskandar, A. Z. (1974). Ibn al-Nafis, a Great Physician of the 13th Century. Journal of the History of Medicine and Allied Sciences, 29(3), 250-258.
  • Meyerhof, M. (1935). Ibn An-Nafis (XIIIth Cent.) and His Theory of the Lesser Circulation. Isis, 23(1), 100-120.
  • Pormann, P. E., & Saha, F. (2012). The Cambridge History of Science, Vol. 4: Early Modern Science. Cambridge University Press. (Galen’in teorileri ve tıp tarihi bağlamı için kullanılabilir.)
  • Temir, A. (2004). İbnü’n-Nefis. Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi, Cilt 20, ss. 7-9. (İbnü’n-Nefis’in hayatı ve eserleri hakkında Türkçe bilgi kaynağı.)

0 0 0 0 0 0
YORUMLAR

s

En az 10 karakter gerekli

HIZLI YORUM YAP

0 0 0 0 0 0